Merhaba sex hikayeleri ve fantezi düşkünü arkadaşlar. Ben Turhan. Üniversite mezunu, kamuda çalışan, ek gelir olması için Geometri dersleri veren, 1.85 cm boyunda, iri yapılı ve yakışıklı sayılabilecek biriyim. Öğrencilerimi internete verdiğim ilanlarla buluyorum. Genelde haftada 2-3 öğrenciye ders veriyorum.

Yine bir gün ilanda verdiğim telefon numaram arandı. Telefonu açtığımda karşımda cıvıl cıvıl enerji dolu bir sesle karşılaştım. Arayan bayanın adı Aysel idi. Oğlu için özel ders ile ilgili bilgi almak istediğini söyledi. Ben de şartlarımı telefonda anlattım. Velilerin bana güven duyması için ilk dersi ücretsiz veriyorum. Dersleri de öğrencilerin evinde veriyorum. Ders ücretini de söyledikten sonra ertesi gün akşam 18:00’de oturduğum semte yakın bir kafede buluşmak üzere sözleştik. Zaten semtime uzak yerlere ders vermek için gitmiyordum.

Ertesi gün sözleştiğimiz saatte kafeye gittim oturdum. Kafe biraz kalabalıktı. Beni tanımadığı için telefonla aradı ve kafeye telefonla konuşarak girdiği için giren kişinin Aysel olduğunu anladım. Anlar anlamaz da içimin yağları eridi resmen. Aysel kapalı bir bayandı, ama modern giyimliydi. Kafasındaki başörtüsü pembe renkteydi. Üzerinde siyah uzun kollu bir tişört ve ince bir hırka vardı. Altında da yine gül kurusu renkte dökümlü duran fakat vücut hatlarını belli eden uzun bir etek vardı. Boyu uzun sayılırdı. İnce belli ve alımlı biriydi.

Masaya kadar geldiğinde merhabalaştık ve yüz yüze tanışma fırsatını yakaladık. Kısa bir sohbetten sonra içeceklerimizi sipariş ettik. Sohbete kaldığımız yerden devam ettik. Gerçekten Aysel’den etkilenmiştim. Ben bayanlarla iletişim kurmakta iyiyimdir. Ama Aysel beni çok heyecanlandırmıştı. Sohbet ilerledikçe birbirimiz hakkında daha fazla bilgiye sahip olmaya başlamıştık. Ben kamuda çalıştığımı, yalnız yaşadığımı, 5 senedir İstanbul’da yaşadığımı anlattım. Aysel de doğma büyüme İstanbul’luymuş ve kocasını 8 sene önce kaybetmiş. Oğlu da 15 yaşındaymış. Ben oğlunun 15 yaşında olduğunu duyduğumda şaşırdım. Neden şaşırdığımı sordu bana. Ben de, “Herhalde 17 yaşında evlendin?” dedim. Gülümsedi ve kaç yaşında gösterdiğini sordu. “28-29 yaşında gösteriyorsun!” dedim. “Bilemedin!” dedi gülümseyerek.

Meğer Aysel 39 yaşındaymış. Bunu iltifat olsun diye söylememiştim. Gerçekten yaşını hiç göstermiyordu. Yaklaşık bir saat oturduk. İtiraf etmem gerekirse aramızda farklı bir çekim oluşmuştu. Bunu onun konuşmalarından cilveli tavırlarından anlamıştım. Hafta sonu ilk ders için sözleştik. Cumartesi öğlen 12:00’de evlerinde olacaktım. Açık adresini aldım ve kafeden ayrıldık. İkimiz de evlerimize döndük. Daha hafta sonuna iki gün vardı. Her boş anımda kafeden ayrılırken arkasından gördüğüm Aysel’in kalçaları gözümün önüne geliyordu. Gerçekten dolgun ve yuvarlaktı. 39 yaşındaki bir kadının bu kalçalara sahip olması inanılmazdı…

Hafta sonu gelip çattı. Hemen hazırlandım ve yarım saat erken Aysel’in evinde hazırdım. Kapıyı çaldım. Kapıyı Aysel açtı. Beni yarım saat erken beklemediği üzerindeki kıyafetten anlaşılmaktaydı. Başı evde takılan basit başörtüyle kapalıydı, fakat altında ince bir tayt üzerinde kısa kollu bir gömlek vardı. Erken gelmem sayesinde Aysel’in göğüs dekoltesini de görmüş oldum. Göğüsleri çok iri değildi, fakat gayet dikti. “Merhaba!” dedi gülümseyerek. Ben de, “Kusura bakma, erken geldim sanırım?” dedim. “Önemli değil!” dedi, beni içeri davet etti.

Evi gayet güzel ve genişti. Girişten sonra uzun bir koridoru vardı. Bana misafir odasının yerini gösterdi ve müsaade istedi. Üzerini değiştireceğini anladım. Oturduğum koltuktan Aysel’in yürüdüğü koridor görünüyordu. İstem dışı da olsa arkasından baktım. Gördüğüm manzara müthişti. Kalçaları çok güzeldi. Ve dikkatimi çeken şey Aysel’in yavaş yavaş ve daha fazla kıvırarak yürümesi oldu. Acaba baktığımı hissediyor mu diye düşündüm. Bu ne demek oluyordu? Acaba Aysel de beni benim onu istediğim gibi istiyor muydu? Bu düşünceler içindeyken, odaya adının Kerim olduğunu öğrendiğim oğlu girdi. Tanıştık. Biraz sohbet ettikten sonra Aysel içeri girdi. Üzerini değiştirmişti, ama sadece taytı çıkarmış, yerine siyah bir etek giymişti. Üzerindeki göğüs dekoltesi olan gömleğini değiştirmemişti. Bu durum beni daha da cesaretlendirmişti.

Salondaki yemek masasında çalışabileceğimizi söyledi. Kerim’le birlikte oturduk ve çalışmaya başladık. Aysel bize çay getirmişti. Çayları masaya bırakırken resmen göğüslerini görebileyim diye daha fazla eğiliyordu. Benim konsantrasyonum bozulmuştu. Derse başlayalı yarım saat olmasına rağmen ben, “Ara verelim!” dedim. Aysel gülümsedi. Sanırım benim çadırı kurduğumu tahmin etmişti. Aysel resmen onu sikmem için gözlerimin içine yalvarır gibi bakıyordu. Yanımızda oğlu Kerim olmasa hemen dudaklarına yapışabilirdim.

Masadan kalkıp koltuklara oturduk. Ben resmen buram buram terliyordum. Bir çaresi olmalıydı. O çare Aysel’den geldi. Kerim’e seslendi ve mutfağa çağırdı. İki dakika sonra dış kapının açılıp kapanma sesi geldi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, Aysel’in sesi mutfaktan duyuldu, bana sesleniyordu. Heyecanla mutfağa gittim. Aysel mutfak tezgahının önünde bir şeylerle uğraşıyordu. “Kerim’i Kek yapmak için gerekli malzemeleri alması için markete gönderdim!” dedi. O an yarağımda şimşekler çakmıştı. Kazık gibi olan yarağımın resmen zonkladığını hissediyordum. Ama ilk hareketin benden gelmesini beklediğini anlamıştım. Artık gözüm dönmüştü, gittim ve Aysel’e arkadan sarıldım. Yarağım kalçalarına değiyordu. Müthiş bir duyguydu.

Aysel birden döndü, dudaklarıma yapıştı ve “Seni kafede ilk gördüğümde sana kendimi siktirmeyi kafama koymuştum!” dedi. “Ben de senin kalçanı gördüğümde seni sikmeyi kafama koymuştum!” dedim. Gülümsedi, “İlk geldiğinde üzerimi değiştirmeye giderken kalçalarıma baktığını hissettim!” dedi. Bu sefer de ben gülümsedim, “Ne kadar zamanımız var?” diye sordum. Aysel marketin biraz uzak olduğunu, Kerim’in eve gelmesinin 15 dakikayı bulacağını söyledi. Ben de hemen işe koyuldum, “Seninle uzun uzun daha sonra öpüşürüz. Şimdi içine girmek istiyorum!” dedim. Mutfak tezgahına Aysel’i oturttum ve eteğini sıyırdım. Birde ne göreyim: Aysel altına külot giymemişti. Ben deli gibi amına yumuldum. Öyle bir yalıyordum ve öyle bir emiyordum ki, çok geçmeden Aysel titreyerek orgazm oldu.

Hemen pantolonumu çıkardım ve sandalyeye oturdum. Aysel de dizlerinin üzerine çöktü, bacaklarımın arasına girdi ve kazık gibi olmuş yarağımı deli gibi yalamaya başladı. Yarağım çok uzun olmamasına rağmen kalındı. Bu durum Aysel’i daha da delirtiyordu. Kafası resmen ağzına zor sığıyordu. Ben hemen bırakmasını söyledim. Çünkü zamanımız az idi. Bu heyecan çok farklıydı. Aysel’i ayağa kaldırdım ve mutfak tezgahına dayadım. Bir bacağını da tezgahın üzerine çıkardım. Ben pantolonumu çıkarmıştım, ama gömleğim üzerimdeydi. Aysel’in de eteğini beline kadar sıyırmıştım. Götü kabak gibi karşımdaydı. Müthiş görünüyordu. Aysel’le yarı çıplak sikişecektik.

Ben yarağımın kafasını Aysel’in amının çevresinde gezdiriyordum. Aysel bana yalvarıyordu, “İçime gir aşkım, sikicim ol. Kaç senedir kimse sikmedi bu amı. Yarağa doyur amımı!” diye inliyordu. Ben de hem yarağımı amının çevresinde gezdiriyor, hem de, “Seni şimdi kısa süre sikeceğim, ama artık sikicin benim, seni çatır çatır her fırsatta sikeceğim!” diyordum. Bu konuşmalar ikimizi de daha da azdırıyordu. En sonunda ben de dayanamadım ve yarağımın kafasını amının girişine yerleştirdim ve bütün gücümle kökledim. Aysel uzun zamandır amını siktirmediği için resmen çığlık attı. Bu çığlık beni daha da azdırmıştı, sert sert amına pompalamaya başladım.

Yarağım kalın olduğu için önce biraz zorlandı, ama daha sonra alıştı ve zevk çığlıkları atmaya başladı. Aysel’i bu şekilde saatlerce sikebilirdim. Ama tahminim sadece 5 dakikamız kalmıştı. Bu yüzden giriş çıkışlarımı hızlandırdım. Ben pompaladıkça Aysel’in götündeki dalgalanma görülmeye değerdi. Pompaladıkça çıkan sesler beni daha da coşturmuştu. Artık dayanamayacaktım, ama Aysel benden önce sarsılarak orgazm oldu. Artık ben de son giriş çıkışlarımı yapıyordum. Boşalmadan önce yarağımı Aysel’in ıslak amından çıkardım ve Aysel’i döndürdüm. Yarağımı ağzına dayadım ve oluk oluk boşaldım. Aysel döllerimi o kadar rahat yuttu ki, şaşırmıştım gerçekten. Yarağımı da yalayarak dölden hiçbir iz bırakmamıştı.

Hemen pantolonumu giydim, gömleğimi düzelttim. Aysel de hemen eteğini düzeltti ve ağzını yıkamak için lavaboya gitti. Ben salona geçtim ve beklemeye başladım. Az sonra Kerim marketten geldi. Anladım ki eğer biraz daha Aysel’i sikmeyi sürdürseydim Kerim’e yakalanacaktık. Zamanlamamız müthişti. Kerim aldığı malzemeleri mutfağa götürdü. Aysel de hemen pratik bir şekilde Kek yapmaya başladı. Biz de Kek hazır oluncaya kadar Kerim’le ders çalışmaya devam ettik. Ben, “İlk ders bu fazla yormayalım Kerim’i!” dedim. Sonra Kekle birlikte bir bardak çay daha içtim ve bir sonraki dersin gününe ve saatine karar verdikten sonra evden ayrıldım.

Bir sonraki dersi hafta içi verecektim. Kerim okuldan döndükten sonra saat 17:00 dedik. Ama ben öğlen 12:00 gibi Aysel’de olacaktım, Kerim gelinceye kadar doya doya sikişecektik. Bu plan gerçekten hoşuma gitmişti. Böylece Aysel’in o götünün tadına da doya doya bakabilecektim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir